Bize Gönderin

Bize Gönderin;
Sevgili okur, eğer sen de bizimle yazdıklarını paylaşmak istersen, yazını önümüzdeki ayın 7'sine kadar -bokgibi1blog@gmail.com - mail adresine gönderebilirsin.
" Haydi dök bize kuruntularını... "

25 Mart 2020 Çarşamba

Okumak İçimde Bir Ukdedir -Delikadir-


Aile kelimesinin sözlük anlamına bakarsak, “Toplumun en küçük yapı birimi” olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat şu tabiri de göz ardı etmememiz gerekir; “Aile toplumun en küçük faşizan kurumudur. Otorite, yani aile büyükleri, kendi istekleri -ki çoğu zaman bu istekler toplumun istekleri olarak karşımıza çıkar- doğrultusunda bir birey yerine kendileriyle aynı düşüncelere, aynı yaşam tarzlarına ve aynı değerlere sahip bir ‘köle’ yetiştirir.” Yaşadığımız toplumda bireyin gelişme süreci ve fikir edinmeleri ilk olarak ailede başlar. Onların yönlendirmesiyle doğru veya yanlış, bir şekilde belirli bir yaşa kadar geliriz. Bu süre zarfı içerisinde aile büyüklerimizin ve toplumumuzun bize dayattığı fikirleri doğru olarak kabul ederiz ve bu fikirler artık bizim salt fikirlerimiz olur. Bu fikirleri en ufak bir sorgulama veya akıl süzgecinden geçirme gibi bir eylem söz konusu değildir. Eğer olur da bir sorgulama sürecine girmeye kalkışırsak en küçük faşizan kurumla çatışma evresine girmiş oluruz.

Toplumumuzda, baskı ve kabullenmeler yüzünden özgün düşünce ve akıl süzgecinden geçirme olayıyla geç tanışmış birçok genç bulunmaktadır. Aslına bakarsak bu çatışma sadece bizim toplumumuza özgü değildir. Rus yazar, Turgenyev’in 1862 yılında basılan “Babalar ve Oğullar” kitabı eski nesil ve genç nesil arasındaki kuşak çatışmasını çok güzel anlatmaktadır. Fakat toplum olarak biz, bu çatışmayla yeni yeni tanışmaktayız. Bizden önceki nesil dediğimiz, ebeveynlerimizin dönemindeki insanlar ve onlardan önce yaşayanlar da yaşam şartlarının, toplum kurallarının ve aile baskısının şiddetli olmasından dolayı ebeveynlerinin dediklerini sorgulamadan kabullenmişlerdir. Bu yaşam tarzı bir süre sonra geleneksel hale gelmiştir. Bu duruma aykırı olan aileler veya toplumlar yok mudur? Tabii ki vardır. Fakat bizim toplumumuzun genelinde bu baskıyı fazlasıyla gözlemleyebiliriz. İnternetin yaygın hale gelmesi, üniversiteye giden, okuyan ve araştıran genç nüfusun çoğalmasıyla birlikte bu çatışmalar baş göstermeye başlamıştır.