Yüz milyon galaksinin arasındaki bir dış mahallede, daha küçük bir gezegende ortalama bir yıldızın etrafında dolanan gelişmiş primatlar olduğumuz gayet açık. Ama medeniyet doğduğundan beri insanlar dünya düzeninin altında yatan bir anlayış için yalvarıp durdular. Evrenin sınır koşulları hakkında çok özel bir şey olmalı. Sınır olmamasından daha özel ne olabilir? İnsan çabasında bir sınır olmamalı. Hepimiz farklıyız. Hayat ne kadar kötü görünse de her zaman yapabileceğin ve başarılı olabileceğin bir şey vardır. Nefes aldıkça umut vardır.
Blog Olan Kuruntular; Farklı Karakterlerin Kuruntularını Paylaştığı Bir Platformudur.
Bize Gönderin
Bize Gönderin;
Sevgili okur, eğer sen de bizimle yazdıklarını paylaşmak istersen, yazını önümüzdeki ayın 7'sine kadar -bokgibi1blog@gmail.com - mail adresine gönderebilirsin." Haydi dök bize kuruntularını... "
21 Haziran 2017 Çarşamba
Sınırsızlık - ColdaTramp
Profesyonel Borçlu [2. Bölüm] - Ahmet Akdemir
İş yerine gitmek için
her zamanki gibi otostop çekmeyi planladı fakat zaten yeterince zaman
kaybettiğini fark edip otobüse binmesi gerektiğini düşündü. Otobüs durağının
yanındaki simitçiden simit almak için duraksadı.
-Simit ne kadar?
- 1 TL 
-İyi ver 2 tane
bakalım. 
Simitçi orta yaşlarda,
kel ve bıyıklı, bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de kısa boylu ve göbekli
ilginç bir insandı. Gregor Hamza, her alınan şey karşılığında illa bir şey
verilmesi gerekliliğine karşı bir yapıya sahip olsa da nasıl olsa bozamaz
diyerek evden çıkarken aldığı borç paradan bir adet 200 TL çıkardı ve simitçiye
uzattı. Simitçi parayı görünce bıyık altından sitem ederek derin bir düşünceye
daldı. Bununla birlikte simitçi, göbeğini kaşıyor, yersiz ve manasız sesler
çıkartıyordu. Durumundan emin olduğu halde sol elini sol cebine götürüp şöyle
bir kolaçan etmeyi de ihmal etmedi. 
Bu sırada Gregor Hamza,
daha fazla beni oyalama, madem bozuğun yok neden satışa çıkıyorsun, her gelen
müşterin fakir olup 5 TL ile alışveriş yapacak hali yok ya, yiyeceğimiz iki
lokma simit bu kadar bekletilmez ki gibi şeyler ima eden yüz ifadeleri ve
jestlerle simitçiyi yıldırmaya çalışıyordu. Simitçi nihayet malum bozuğu
olmayan esnaf cümlesini hazırlayarak Gregor’un suratına bile bakmadan;
-Bozuk yok abi, daha
sonra bırakırsın. 
Gregor, kişiliğiyle
alakası olmayan bir yaklaşımla ve fakat aslında tam da kişiliğine hizmet eden
cümlelerle durumdan sıvışmaya çalıştı. 
-Olur mu yahu, ya
unutursam vermeyi. İyisi mi sen buradan al paranı ben borçlu kalmaktan hiç
hoşlanmam. 
- Yok abi ne borcu,
unutursan da helali hoş olsun. 
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

