Bize Gönderin

Bize Gönderin;
Sevgili okur, eğer sen de bizimle yazdıklarını paylaşmak istersen, yazını önümüzdeki ayın 7'sine kadar -bokgibi1blog@gmail.com - mail adresine gönderebilirsin.
" Haydi dök bize kuruntularını... "

31 Temmuz 2017 Pazartesi

Saat Gece Yarısını Çoktan Geçmiş -Hexa- [Takipçilerimizin Kuruntuları]

Saat gece yarısını çoktan geçmiş. Uykusuzluktan kızarmış gözlerimle, balkonda sigara içerken buluyorum kendimi. Ve hiç gelmeyecek bir mesajı bekliyorum. Sonra bir düşünce, bir aydınlanma geliyor. Müzikten midir bilmem ama “ değmez” diyorum, “gözünden akıttığın tek bir inciye bile değmez”. Kim benden daha önemli olabilir ki ? Ya da hayatta kim senden daha önemli olabilir ? Kedine gel çünkü O asla geri gelmeyecek.
^^^^
En güzel 20’li yaşlarmış. Büyüklerimiz hep bunu söylerler. Ve herkes 20’li yaşlarını değmeyecek bir aşka, gelmeyecek birine altın tepside sunuyor.. Kendimde dahil hayatını böyle geçiren insanlara acıyorum. Tanrı affetsin hiç değmeyecek insanlara ömrümüzden güzel zamanlarımızı harcadık..

29 Temmuz 2017 Cumartesi

Bir Günlük Tatil -Delikadir-

Saate baktığında 08.27’yi gösteriyordu. Yola yeni çıkmışlardı. Beha arabayı sürerken Ada arka tarafta sabah kahvelerini hazırlıyordu. Her gün sabah yaptıkları gibi bugün de yola çıktıklarında baş başa içeceklerdi. Arabaları yeşil renkte Volkswagen T2 -halk dilinde köfteci arabası- modelinde, arka tarafını karavan gibi yaptırdıkları, yatak ve ufak bir mutfak bulunan cinsten bir arabaydı. Ada suyu ısıtmış ve iki kupa filtre kahveyi hazırlarken hayatını adadığı adama cevabını bildiği bir soruyu seslendi: “Yolculuk nereyedir kaptan?”
Yüzünde hafif tebessümle aynadan arkaya baktı Beha: “Bilmekten öte hissedilerek gidilen bir yere.”
Ada bu cevabı alacağını biliyordu çünkü Beha’nın son zamanlarda okuduğu Hakan Günday’ın AZ kitabından çok beğendiği ve çok etkilendiği bir sözdü. Son zamanlarda fazlasıyla duymuştu bu sözü. Ada kahveleri alıp, iki koltuğun arasından geçip yerine oturdu. Terliklerini çıkaran Ada, ayaklarını camdan dışarı uzattı ve kahvesini yudumladı. Beha ise onun bu hallerini çok severdi, güneş gözlüğünün üstünden ona bakarak tekrar gülümsedi. Kendilerini kahveyle birlikte arabanın içinde duyulan AnnenMayKantereit’inPocahontas şarkısına bıraktılar ve güzel bir yolculuk başladı.
Evleneli 4 yıl olmuştu. Ada üniversiteyi bitirdikten sonra yerel bir gazetede çalışmaya başlamıştı. Beha ise bir firmada mühendislik yapıyordu. İkisinin de hep hayal ettiği gibi bir evlilikleri vardı. Hafta içi çalışıyorlardı ama hafta sonu olduğunda genellikle cumartesi sabah arabalarına atlayıp bildikleri bir yere kamp yapmaya giderlerdi. Birbirlerinin ruhlarını görebiliyor, çok iyi anlaşabiliyorlardı.
İkisi de çalıştıkları yerden yıllık izinlerini aynı tarihe ayarlamış, 4 Temmuz’da yola çıkacaklardı. Her yaz yaptıkları gibi arabaya atlayıp bilmedikleri, sadece hissettikleri yolda gidiyorlardı. Geçen sene Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni keşfe çıkançift, bu sene ise Ege Bölgesi’ni seçmişlerdi. Asla otelde tatil yapmazlardı. Onlara göre tatil; otelde ki verilen avantajları kullanmak için diğer müşterilerle yarış içerisine girmektense diledikleri gibi yaşayarak, doğayı hissederek, insanlar tanıyarak ve arabayla gezerek yapmaktı. Karavan gibi kullandıkları arabayla çok güzel anıları olmuştu. Evliliklerinin ilk çılgın sevişmelerinden tutun yıl dönümü kutlamalarını burada yaşamışlardı. O araba onlar için taşınabilir bir dünyaydı.