Bize Gönderin

Bize Gönderin;
Sevgili okur, eğer sen de bizimle yazdıklarını paylaşmak istersen, yazını önümüzdeki ayın 7'sine kadar -bokgibi1blog@gmail.com - mail adresine gönderebilirsin.
" Haydi dök bize kuruntularını... "

11 Nisan 2019 Perşembe

Dumduma -Delikadir-



Büyük bir merakla, fakülte merdivenlerinden hızlı bir şekilde çıkan Özge kapısı kapanmak üzere olan asansörün aynasından kendisine bakıp, çeki düzen verdikten sonra hocasının odasının önüne geldi. Üzerinde ‘Melih Fellih’ yazan kapıyı iki kez tıklattı. “Girebilirsiniz” sesini duyduktan sonra içeri girdi. Melih Hoca masasının başında oturmuş bilgisayarında bir şeylerle uğraşıyordu. Kafasını kaldırıp Özge’yi görünce, “Merhaba Özge. Geç otur ayakta durma. Nasılsın?” diye karşılarken bilgisayardaki işini bıraktı. “Merhaba hocam. İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız? E-postanızı gördüm de dersten önce bir geleyim dedim. Önemli bir durum mu var acaba?” Melih Hoca koltuğunda arkasına yaslandı, “Evet, bir durum var. Bana göre senin için önemli bir durum olduğundan hemen gelmeni istedim. Birkaç gün önce internette bir haber okudum, Sabancı Vakfı’nın Kısa Film Yarışması varmış. Ödülleri ise muazzam.” diyip Özge’yi biraz meraklandırmak ve onun heyecanını görmek istedi. Özge hemen söze atıldı, “Ödülleri neymiş hocam? Bir de ne zamanmış yarışma? Belirli bir konusu var mıymış?” Özge’nin heyecanı gözlerinden okunuyordu. “Şimdi öncelikle, Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde üçüncü sınıf oldun. Hatta üçüncü sınıfı da bitirmek üzeresin. Yaptığın projelere ve gözlemlerime bakarak yönetmenlik yeteneğinin olduğunu düşünüyorum. Bu alanda başarılı olacağına inanıyorum, çok güzel hayallerin var. O yüzden böyle büyük işlere katılmaya başlamanın zamanı geldi. Yarışma daha yeni ilan edildi o yüzden başvurusuna daha çok var. Ödülleri ise, üçüncü olanı bir ay, ikinci olanı iki ay, birinci olanı ise üç aylık yurt dışında televizyon ve sinema alanında eğitime gönderiyorlar.” Özge heyecandan ufak çaplı bir çığlık attı fakat sonrasında hocasının odasında olduğunu hatırlayıp kendisini toparlamaya çalıştı. Bu heyecanı ve isteği hocasının hoşuna gitti. Özge, “Hocam ödüller harika! En büyük hayallerimden birisini gerçekleştirebilirim ama ilk üçe girecek kadar büyük bir film çekebilecek miyim? Gerçekten bunu yapabilecek kapasitem var mı? Konu kısıtlaması falan var mı acaba? Ekibi kurmam gerekiyor, senaryo yazılması lazım, oyuncuları bulabilecek miyim?” diye soruları arka arkaya sıraladı. Melih Hoca iyiden iyiye keyiflendi. Aradığı enerji ve heyecan buydu. O yüzden bu yarışmaya Özge’nin katılmasını istiyordu. “Saydıklarının birçoğu hallolur elbet. Ben de bazı noktalarda yardımcı olmaya çalışırım ama bu projeye başlamadan önce senden bir isteğim var. Senaryo ve hikâye konusunda yanında çok iyi birisini bulman gerekiyor. Özgün düşünebilen, senaryo yazarken ve filmi çekerken sana fazlasıyla yardımı olacak, sendeki eksikliği dolduracak birisini bulmalısın. Yönetmenlik konusunda başarılı olabilirsin fakat eksik yönlerini de göz ardı etmemelisin.” – “Tamamdır hocam. Çevremde bu konuda iyi olacak birisini bulabilirim. Yani öyle düşünüyorum. Elbet vardır, neden olmasın? Ben halledeceğim o kısmı. Çok teşekkür ediyorum hocam, sağ olun. Çok mutlu oldum.” Melih Hoca ve Özge proje hakkında biraz daha konuştular. Melih Hoca detaylı bilgileri Özge’ye e-posta olarak göndereceğini söyledi. Fazla acele etmemesini, senaryo üzerinde iyi çalışmasını fakat çok da boşlamamasını çünkü çekimlerin baştan savma olmaması gerektiğini söyledi. Zamanını iyi kullanması yönünde telkinde bulundu.