Büyük bir merakla, fakülte
merdivenlerinden hızlı bir şekilde çıkan Özge kapısı kapanmak üzere olan
asansörün aynasından kendisine bakıp, çeki düzen verdikten sonra hocasının
odasının önüne geldi. Üzerinde ‘Melih Fellih’ yazan kapıyı iki kez tıklattı.
“Girebilirsiniz” sesini duyduktan sonra içeri girdi. Melih Hoca masasının
başında oturmuş bilgisayarında bir şeylerle uğraşıyordu. Kafasını kaldırıp
Özge’yi görünce, “Merhaba Özge. Geç otur ayakta durma. Nasılsın?” diye
karşılarken bilgisayardaki işini bıraktı. “Merhaba hocam. İyiyim teşekkür
ederim, siz nasılsınız? E-postanızı gördüm de dersten önce bir geleyim dedim.
Önemli bir durum mu var acaba?” Melih Hoca koltuğunda arkasına yaslandı, “Evet,
bir durum var. Bana göre senin için önemli bir durum olduğundan hemen gelmeni
istedim. Birkaç gün önce internette bir haber okudum, Sabancı Vakfı’nın Kısa
Film Yarışması varmış. Ödülleri ise muazzam.” diyip Özge’yi biraz
meraklandırmak ve onun heyecanını görmek istedi. Özge hemen söze atıldı,
“Ödülleri neymiş hocam? Bir de ne zamanmış yarışma? Belirli bir konusu var
mıymış?” Özge’nin heyecanı gözlerinden okunuyordu. “Şimdi öncelikle, Radyo
Televizyon ve Sinema bölümünde üçüncü sınıf oldun. Hatta üçüncü sınıfı da
bitirmek üzeresin. Yaptığın projelere ve gözlemlerime bakarak yönetmenlik
yeteneğinin olduğunu düşünüyorum. Bu alanda başarılı olacağına inanıyorum, çok
güzel hayallerin var. O yüzden böyle büyük işlere katılmaya başlamanın zamanı
geldi. Yarışma daha yeni ilan edildi o yüzden başvurusuna daha çok var. Ödülleri
ise, üçüncü olanı bir ay, ikinci olanı iki ay, birinci olanı ise üç aylık yurt
dışında televizyon ve sinema alanında eğitime gönderiyorlar.” Özge heyecandan
ufak çaplı bir çığlık attı fakat sonrasında hocasının odasında olduğunu
hatırlayıp kendisini toparlamaya çalıştı. Bu heyecanı ve isteği hocasının
hoşuna gitti. Özge, “Hocam ödüller harika! En büyük hayallerimden birisini
gerçekleştirebilirim ama ilk üçe girecek kadar büyük bir film çekebilecek
miyim? Gerçekten bunu yapabilecek kapasitem var mı? Konu kısıtlaması falan var
mı acaba? Ekibi kurmam gerekiyor, senaryo yazılması lazım, oyuncuları
bulabilecek miyim?” diye soruları arka arkaya sıraladı. Melih Hoca iyiden iyiye
keyiflendi. Aradığı enerji ve heyecan buydu. O yüzden bu yarışmaya Özge’nin
katılmasını istiyordu. “Saydıklarının birçoğu hallolur elbet. Ben de bazı
noktalarda yardımcı olmaya çalışırım ama bu projeye başlamadan önce senden bir
isteğim var. Senaryo ve hikâye konusunda yanında çok iyi birisini bulman
gerekiyor. Özgün düşünebilen, senaryo yazarken ve filmi çekerken sana
fazlasıyla yardımı olacak, sendeki eksikliği dolduracak birisini bulmalısın.
Yönetmenlik konusunda başarılı olabilirsin fakat eksik yönlerini de göz ardı
etmemelisin.” – “Tamamdır hocam. Çevremde bu konuda iyi olacak birisini
bulabilirim. Yani öyle düşünüyorum. Elbet vardır, neden olmasın? Ben
halledeceğim o kısmı. Çok teşekkür ediyorum hocam, sağ olun. Çok mutlu oldum.”
Melih Hoca ve Özge proje hakkında biraz daha konuştular. Melih Hoca detaylı
bilgileri Özge’ye e-posta olarak göndereceğini söyledi. Fazla acele etmemesini,
senaryo üzerinde iyi çalışmasını fakat çok da boşlamamasını çünkü çekimlerin
baştan savma olmaması gerektiğini söyledi. Zamanını iyi kullanması yönünde
telkinde bulundu.
Blog Olan Kuruntular; Farklı Karakterlerin Kuruntularını Paylaştığı Bir Platformudur.
Bize Gönderin
Bize Gönderin;
Sevgili okur, eğer sen de bizimle yazdıklarını paylaşmak istersen, yazını önümüzdeki ayın 7'sine kadar -bokgibi1blog@gmail.com - mail adresine gönderebilirsin." Haydi dök bize kuruntularını... "
