Yener Akgül kimdir?
Cevap: Büyük şehirde doğmuş büyümüş birisi olarak sürekli dışarıda geçen bir hayatım oldu. Her zaman sosyal biri oldum. Hem tiyatro hem müzikle uğraşarak hep sanatın içindeydim. Sanatı hayatımın içine soktum hep. Ankara’da büyüdüm ama babam sağolsun tüm illeri gezdirdi, tüm illerin kültürüne hakimim. Şu an ailem istedi diye mühendislik okuyorum. Ama ileride ki hayatımda konservatuar düşünüyorum. Ses eğitimi aldığım için en iyi yaptığım şey seslendirme olduğu için ilerde “spiker” olma isteğim var. Bende mühendis olacak kafa yok. Ben her şeyde sanatı katıyorum ister istemez. Ama şunu da söyleyebilirim okul bitince artık bir mühendisim.
Soru 1-) Kitap okuyor musunuz ve günde kaç sayfa kitap okuma imkanınız oluyor ?
Cevap : Kitap okuyorum ama çok fazla okuyamıyorum çünkü okulum devam ederken bir yandan da çalışıyorum. Ama kitap okuyarak uyurum genelde.
Soru 2-) Sizin için sanat nedir?
Cevap: Bağımsız yaptığım bir şey. Dışardaki insanlardan etkilenmeden kendi düşüncelerimi özgürce dışa vurabiliyorsam bu sanattır.
Blog Olan Kuruntular; Farklı Karakterlerin Kuruntularını Paylaştığı Bir Platformudur.
Bize Gönderin
Bize Gönderin;
Sevgili okur, eğer sen de bizimle yazdıklarını paylaşmak istersen, yazını önümüzdeki ayın 7'sine kadar -bokgibi1blog@gmail.com - mail adresine gönderebilirsin." Haydi dök bize kuruntularını... "
20 Ocak 2017 Cuma
Röportaj "Ahmet Remzi Adanır" -B.O.K. Gibi 1 Blog-
Ahmet Remzi Adanır Kimdir?
Cevap: İlk olarak Mekatronik Mühendisliği okuyan bir öğrencidir. Mekatronik Mühendisliğini de toplumda ki yerini ve ailesinin gözünde ki değeri korumak amaçlı okumaya çalışan birisi. Sanatçı olmaya çalışan, düşünmeye çalışan, düşündürmeye çalışan ve herşeyden öte yaşamayı seven, insanlara yaşamayı sevdirmeye çalışan bir insandır. Dürüst olmak gerekirse, Ahmet Remzi Adanır ; Öldükten sonra anılmak isteyen bir adamdır.
Arkadaşlar öncelikle ben ne Adem Türkyılmaz’ım ne Emre Özbey’im. Ben Ahmet Remzi Adanır, oyun oynamıyoruz, işimiz ciddiyet. /röportaja kahkahalarla başlamak böyle bişey\
Soru 1-) Kitap okuyor musunuz ve günde kaç sayfa kitap okuma imkanınız oluyor ?
Cevap : Kitap okurum. Ama bunun bir hikayesi de var; “Ben lise çağlarımda çok kitap okuyan bir adamdım, ama üniversiteye geldiğimde kitap okumayı bıraktım. Geçen yıl tekrar okumaya başladım. Evet şimdi okuyorum ve günde 50-100 sayfa arasında okumaya çalışıyorum ama yoğun tempolu zamanlarda 10 sayfa da okuduğum oluyor.” Hatta hayatımda bir değişiklik oldu, eskiden sabah kalkınca 3 ü 1 arada kahve içerdim artık 2 si 1 arada içiyorum ve 10 sayfa civarında kitabımı okuyorum. Kitap okuma kültürü bunu gerektirir. /röportaja gülerek başladık\
Soru 2-) Sizin için sanat nedir?
Cevap: Sanat sayfalarca yazılacak kompozisyon olabilir. (Bu güzel bir sözdü bak altını çizin bunun). Ben sanatı tek kelimeyle açıklıyorum; “Dışavurum”. Sanat benim için bir dışavurumdur. Duyguların veya içinizde ki hissettiklerinizin dışavurumudur.
Cevap: İlk olarak Mekatronik Mühendisliği okuyan bir öğrencidir. Mekatronik Mühendisliğini de toplumda ki yerini ve ailesinin gözünde ki değeri korumak amaçlı okumaya çalışan birisi. Sanatçı olmaya çalışan, düşünmeye çalışan, düşündürmeye çalışan ve herşeyden öte yaşamayı seven, insanlara yaşamayı sevdirmeye çalışan bir insandır. Dürüst olmak gerekirse, Ahmet Remzi Adanır ; Öldükten sonra anılmak isteyen bir adamdır.
Arkadaşlar öncelikle ben ne Adem Türkyılmaz’ım ne Emre Özbey’im. Ben Ahmet Remzi Adanır, oyun oynamıyoruz, işimiz ciddiyet. /röportaja kahkahalarla başlamak böyle bişey\
Soru 1-) Kitap okuyor musunuz ve günde kaç sayfa kitap okuma imkanınız oluyor ?
Cevap : Kitap okurum. Ama bunun bir hikayesi de var; “Ben lise çağlarımda çok kitap okuyan bir adamdım, ama üniversiteye geldiğimde kitap okumayı bıraktım. Geçen yıl tekrar okumaya başladım. Evet şimdi okuyorum ve günde 50-100 sayfa arasında okumaya çalışıyorum ama yoğun tempolu zamanlarda 10 sayfa da okuduğum oluyor.” Hatta hayatımda bir değişiklik oldu, eskiden sabah kalkınca 3 ü 1 arada kahve içerdim artık 2 si 1 arada içiyorum ve 10 sayfa civarında kitabımı okuyorum. Kitap okuma kültürü bunu gerektirir. /röportaja gülerek başladık\
Soru 2-) Sizin için sanat nedir?
Cevap: Sanat sayfalarca yazılacak kompozisyon olabilir. (Bu güzel bir sözdü bak altını çizin bunun). Ben sanatı tek kelimeyle açıklıyorum; “Dışavurum”. Sanat benim için bir dışavurumdur. Duyguların veya içinizde ki hissettiklerinizin dışavurumudur.
KarmAşık -Efdaş-
Sevmek farz olmuş bize ,
Şehri alemin Düşler sofrasında
Tek bir lokma haram olmuş bize ...
Af etmek neyimize ?
Kul katında ne hancı ne han ,
Gözler mahcup birbirine ...
Şehri alemin Düşler sofrasında
Tek bir lokma haram olmuş bize ...
Af etmek neyimize ?
Kul katında ne hancı ne han ,
Gözler mahcup birbirine ...
Çok Gezen mi Çok Okuyan mı ? -Songül Yaşar-
Bu soru, dersin boş geçmemesi maksadıyla işgüzar bir öğretmen tarafından ortaya atılan bir münazara konusudur muhtemelen.
Ayrıca lisede de yaka silkilen kompozisyon derslerinin de en önemli konularından birisi olmuştur.
Her yargıya "evet" diyenler olduğu gibi "hayır" diyenlerin de olduğu bir paradoksu varsayarsak,
Birileri illa evet diyecek hiç düşünmeden birileri ise hayır.
-Her konu da böyle olmadı mı bu durum-
Ayrıca lisede de yaka silkilen kompozisyon derslerinin de en önemli konularından birisi olmuştur.
Her yargıya "evet" diyenler olduğu gibi "hayır" diyenlerin de olduğu bir paradoksu varsayarsak,
Birileri illa evet diyecek hiç düşünmeden birileri ise hayır.
-Her konu da böyle olmadı mı bu durum-
10 Ocak 2017 Salı
Röportaj "Emre Özbey" -B.O.K. Gibi 1 Blog-
Emre Özbey Kimdir ?
Cevap: Emre Özbey; sürekli çabalayan, fazlasıyla düşünen, çok kaybeden ama bir gün elbet sonunda bunların güzel bir şekilde sonuçlanacağına inanmak isteyen ama zamanla da bu inanışının yavaş yavaş azaldığını hisseden, yaşamayı seven ve yeni insanlarla tanışmaya yeni kişilikler öğrenmeye bayılan birisidir.
Cevap: Emre Özbey; sürekli çabalayan, fazlasıyla düşünen, çok kaybeden ama bir gün elbet sonunda bunların güzel bir şekilde sonuçlanacağına inanmak isteyen ama zamanla da bu inanışının yavaş yavaş azaldığını hisseden, yaşamayı seven ve yeni insanlarla tanışmaya yeni kişilikler öğrenmeye bayılan birisidir.
Soru 1-) Kitap okuyor musunuz ve günde kaç sayfa kitap okuma imkanınız oluyor ?
Cevap : Kitap okuma dönemlerim var, bu dönem yıl içerisinde 5-6 kere uğruyor bana. Bu dönemler geldiğinde çok hızlı bir şekilde kitap okuyorum. Kitap okumam için kitabı çok sevmem yada o kitabı okumak zorunda olmam gerekiyor.
Soru 2-) Sizin için sanat nedir?
Cevap: Sanat hayat içindir bence. Sanat var olmayan bir şeyi var edip sonra da hayatı güzelleştirendir. Bu konuda herşey sanat olabilir, mühendislikte sanat olabilir. Önemli olan olmayan bir şeyi oluyormuş gibi hissettirmektir. Doğa da bir sanattır bana kalırsa.
Şehrin Baharatı İnsanlarıdır -Aylak Bir Adam-
Gezmek güzel şey, tadını çıkarttıkça. Bazen sokakta kaybolarak, bazen hiç beklenmedik anda bir insan ile karşılaşarak. Bir şehrin baharatı insanlarıdır. Orada yaşayanlar ile ne kadar çok anınız olursa, ne kadar iyi anlaşırsanız o kadar zevk alırsınız. Strasbourg’ta benim için öyleydi. Hatta ve hatta şuana kadar gittiğim en iyi şehirler sıralamasında ilk 3 e girer. 
Yaşama Dair -Özgür Çetin-
Yaşama dair ne varsa elinde,
Sıkı tut bırakma sakın.
Çünkü düştüğünde kanayan yaranda senin,
Yüzüne gülüp arkandan sövüldüğünde…
Sen ekip biçersin çöllerde filiz,
Ve sen küstürürsün çiçekleri bunu iyi bil.
Sıkı tut bırakma sakın.
Çünkü düştüğünde kanayan yaranda senin,
Yüzüne gülüp arkandan sövüldüğünde…
Sen ekip biçersin çöllerde filiz,
Ve sen küstürürsün çiçekleri bunu iyi bil.
Sende ki "Sen" -Boğazlı Kazaklı Kadın-
Bir akşam onun çok sevdiği o Sezen şarkısını açtım, oturdum ve nerde hata yaptığımı saatlerce düşündüm. Bir yerlerde bir hatam vardı biliyorum ama neydi?
Hiçbir zaman duygularını gizleyebilen insanlardan olamadım kızgınlığımı, üzüntümü, sevincimi hep beli ettim.. Beni biraz tanıyan insan neye kızıp kızmayacağımı, neye alınıp alınmayacağımı o kadar iyi bilir ki.
Hiçbir zaman duygularını gizleyebilen insanlardan olamadım kızgınlığımı, üzüntümü, sevincimi hep beli ettim.. Beni biraz tanıyan insan neye kızıp kızmayacağımı, neye alınıp alınmayacağımı o kadar iyi bilir ki.
Satranç -Kabasakal-
Satranç nedir?
Sadece siyah beyaz renkli altmış dört kareli bir tahta üzerinde değerleri ve adları değişik olan on altışar taşla iki kişi arasında oynanan bir düşünce oyunu mudur? Yoksa bir düşünceden daha fazlası mıdır? Bir insanın düşünce yapısını yaşam tarzını etkileyebilir mi?
Aslında evet !
Etiketler:
blogolan kuruntular,
bokgibi1blog,
hayat,
Kabasakal
Bir Ay Işığı -Dilan Bergil-
Pencereniz açık uyumayı deneyin bir kış günü, sıcacık peteğiniz altında 'ötekiler' kadar çok üşümüyorsunuz merak etmeyin. Ay odanızı ziyaret etsin rüzgarla, yıldızlara üzülün, ay ışığı onları söndürüyor adeta, yıldız olma isteğinize üzülün, görülemeyişinizi sorgulayın o an, geçmişinizi ya da yanlığınızı değil.. Sürü hallerinde dolaşan ama yalnız parlayıp öne çıkmaya çalışan yıldızları sokak lambaları ve bir ay yok ediyor.. Bir ay ışığı ile sokak lambasının aşkını görün.. Aralarında duran göğün ve dar, arnavut kaldırımı sokakların boşluğunu değil sessizliğini değil, yankılarını, sızılarını, derin yaralarını, kendi bütünlüklerinde ki parçalanmaları görün duyun.. Biraz daha üzülün sonra..
Nedensiz Nedenler! -Engerek Jr-
Neden savaş, neden terör, neden ölüm?
Bu soru insanlar tarafından senelerce sorulur. Senelerce sorunun mantıklı bir cevabı bulunamadı. Çünkü bir insanın başka bir insanı vahşice öldürmesinde zerre kadar mantık bulamazsınız. Bazen ölüm; dağda çatışırken bir yanında savunman gereken vatanının sevgisi bir yanında saçının teline zarar gelse dünyaları yıkacağın ailenin hasretiyle boğuşurken bulur seni.
Bu soru insanlar tarafından senelerce sorulur. Senelerce sorunun mantıklı bir cevabı bulunamadı. Çünkü bir insanın başka bir insanı vahşice öldürmesinde zerre kadar mantık bulamazsınız. Bazen ölüm; dağda çatışırken bir yanında savunman gereken vatanının sevgisi bir yanında saçının teline zarar gelse dünyaları yıkacağın ailenin hasretiyle boğuşurken bulur seni.
Korkma Aşık Olmaktan -Delikadir-
-Aşk nedir ?- sorusuna “Bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu.” Şeklinde cevap buluruz sözlükte. Oysa aşk gözlerden okunur. Sinir hücrelerinde hissedilir.
Korkma aşık olmaktan, korkma kalbinin hızlı hızlı çarpmasından, elinin ayağının dolaşmasından. İnsanlar “Ben aşık oldum.” Demekten korkar oldu. Oysa aşık olmak insanı yücelten bir olaydır bence. Her insan yaşayamaz bunu her an başına gelen bir olay değildir insanın.
Korkma aşık olmaktan, korkma kalbinin hızlı hızlı çarpmasından, elinin ayağının dolaşmasından. İnsanlar “Ben aşık oldum.” Demekten korkar oldu. Oysa aşık olmak insanı yücelten bir olaydır bence. Her insan yaşayamaz bunu her an başına gelen bir olay değildir insanın.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
