Satranç -Kabasakal-

       
        Satranç nedir?
Sadece siyah beyaz renkli altmış dört kareli bir tahta üzerinde değerleri ve adları değişik olan on altışar taşla iki kişi arasında oynanan bir düşünce oyunu mudur? Yoksa bir düşünceden daha fazlası mıdır? Bir insanın düşünce yapısını yaşam tarzını etkileyebilir mi?
         Aslında evet !
       
Çevremizdeki insanlara soracak olsak çoğu kişi satrancın bir strateji ve düşünce olduğunu söyler. Ama satrancın insan hayatını, insan psikolojisini etkileyebileceğini kimse düşünmez.
          İşte bu da değişen hayatların hikayesi...
          Bir yanda hiçbir işten anlamayan ama iş satranç oynamaya geldiğinde dahiye dönüşen bir satranç şampiyonu, diğer yanda nazilerin psikolojik baskıları altında yalnızlığın ne olduğunu anlayan ve basit bir satranç kurallarını anlatan kitapla psikolojisi alt üst olan sıradan bir insan.
Aylarca dört duvar arasında kapatılmış, tamamen boşluğun içinde olan bir insan yaşadığı sıkıntıları eline geçen bir satranç kitabıyla aşacağını düşünürken nasıl daha da büyük sıkıntılar içine girdiğini nasıl bir yalnızlık içinde kaldığını çok rahat hissedebilirsiniz bu kitapta.        
Peki ya yalnızlık nedir?
          Bana göre yalnızlık;
          Etrafındaki onlarca kişiye rağmen sessizliği duymaktır.
          Sevdiğin insanın sevgini boşa çıkarmasıdır. Ona haketmediği değeri vermektir.
          Yalnızlık korkmaktır. O korkunun nasıl geçeceğini düşünmektir.
          Tabi bu soruya herkesin cevabı farklıdır. İşte bu hikaye de yalnızlığa satrancın nasıl çözüm olduğu, bu iki farklı terimin nasıl bağdaştığı anlatılıyor.
          Satranç;
          Bir düşünceden daha fazlası.
          Kasparova göre ise ”Aklın İşkencesi.”
Sayın okur bir Pazar sabahı kalktığınızda gün boyu elinizden düşüremeyeceğiniz ve o gün içinde bitirip hemen evde köşe bucak satranç arayacağınız bir kitaptır. Okumanızı ısrarla öneririm.

-Korkmayın Satranç kitabını okumak günah değildir.-